12 Aralık 2012 Çarşamba

Mesela Ben

Mesela ben...sizin yıllarca şahit olduğunuz o şirin sevgili değilim ben,ben aslında ben olabildiğim için kaybetmişimdir belki de,belki de ondan değildir,emin değilim,hiç de umursamadım aslında...Ben öyle sevdim ki,sizin gibi basit insanların kalbinin kısa bir süre hızlı atması gibi olmadı hiç,o kadar basit olamadım. Evet belki ideal sevgili değilim ben,onun bunun gözünde demiyorum çünkü o da umrumda değil,evet,kendi gözümde bile ideal insan ben değilim. Her kadın,her kız,her dişi ister o ekstra ilgiyi biliyorum ama bilmemezlikten gelmeliyim herkeslikten uzaklaşabilmek için...Ne ilginç bir kelime herkeslik...Ben aslında ergenliğe girmeden en aykırı,en asi olması gereken insandım,bence başardım da bunu... Benim elime bir el daha değmesi hiç öyle basit olmadı,kendi içimde tutucu bir kişiliğim var,ben aslında tanıyorum bu beni,bunları da sadece ama sadece ona yazıyorum,ah bu ben diyorum,neyi başaramıyorum acaba,bu kadar mı becereksizim...Tecrübeleriyle övünmez insan,asla övünmemeli,ben de yapmak istemiyorum bunu ama,ben neden 25 yıldır mutlu olamamışım acaba diye sorduğum çok oldu kendime. Bir cevap da beklemedim kendimden hiç bunca yıl,bilinçsiz bir halde beklediysem de bir cevap alamadım... Şimdi soruyorum kendime...Ne yaptın sen aga...? Nasıl üzebilirsin sen değer verdiğin birini,üstüne üstlük kendini! Neden kelimesi ile bir soru sormayalı çok uzun yıllar olmuş kendime..Evet hep kendimi düşünüyorum,neden? Ben tek bir kalp taşımıyorum,bencilliğim hep bizcilliğimden geliyor. Ben ayrıntılı düşünen bir adam olamıyorum,o kanserli hücrelerim yakıştıramıyor kutsal kalbime bunu. Ben belki kibirliyim.Ben seni herkese nasıl anlatıyorum bilmiyorsun,bilmeni istemem,bir canlı bu denli övülüp taçlandırılmadı şu ana kadar...Ne Thatcher ne Jane ne Elizabeth ne de Kate bu kadar değerli olamadı yeryüzünde,gökyüzünde,yer altında... Ben kapattım gözlerimi sarıldım. Kalbimle ellerimin arasında bir kalp diledim,yüksek tansiyonumla bana koştuğu anı izledim,ben mutluyum... Nankörlük gibi olmasın ama ben hep mutluyum,bir hayaldi bana en başından mutluluğu aşılayan, ve ben bu mutluluğun en büyük sebebine sarf ettim parmaklarımdan veya dudaklarımdan dökülen her bir ses,her bir kelimeyi. Yine yanlış yaptım,ben zaten çok yanlış yaptım,yapmamış gibi mi görünüyordum,hep bu yansımalar,yanılsamalar yüzünden...Ben bir kraliçeye aşık oldum,çok aşık oldum...Anlatamadım bir türlü kendimi. Neden bu kadar uzun sürer ki insanın kendini tanıması,kendine laf anlatması,düşüncelerin hislerle birleştiğindeki o kutsal anı bozabilecek ne olabilirdi ki... Ben şu an alkollüyüm,yüksek alkollüyüm ve bunun faydasını göremedim,ben artık aklıma geleni yazıya döken,gözlerimle anlatabilen masallarda bile lafı geçmeyen o adam oldum...Ben ellerimi birleştirdim sevgiliyi ayakta tutan omurgasında...Ben beyin hücreleri hasarlı bir adam oldum,neyi düşünemediğini bile bilemeyen,normal insanların erişemediği huzur ile kendinden geçmiş,şeytanın dolaştığı ayrıntıları hayatından çıkarmış,basit bir şekilde mutluluğa muhtaç adamım ben! Basit bir mutluluk değil,mutluluğu basit bir şekilde arayan adam Darkefes... Mesela ben çok sevdim,anlatamadım,sevmek nasıl anlatılabilir ki,kalçayı sağa sola sallayarak söylenen -şarkılar-da mı bulmalıydım ben de uygun kelimeleri,asla... Mesela ben çok basit insanım,kusurlarım çok büyük! Kendimi anlatamadıktan sonra başkasını anlamak bana ne getirebilir ki? Ben üşengeç adamım,kolayına kaçabilirim,yapabilirim bunu bazen ama ben aslında kolay kolay yazamam. Güzel bir kelime ile uykuya dalmak için illa güzellik yapmak,sadece basit insanlara mahsus olmalı. Ben muhtacım zaman zaman,ve bazen de uyumsuzum biliyorum. Ben çok kavga ederim,kavga ederken asla düşünemem,ama tartışırken düşünürüm. "Keşke" kelimesini kullanmam ben,acizliktir o kelime,benim ağzıma yakışmaz! Mesela ben,ilk defa bu kadar açık açık bize yazdım bunu,belki okuruz diye sonra,belki hatırlarım belki hatırlamam uyandığımda ama,benim yaşadığım basitlik,herkesleşmek olmadı asla! Ben duymasam da hissederim,eğer hissedemezsem,işte o zaman üzülürüm.Üzülmesek aslında hiç,insanların bunun için,üzülmek için uğraş verdiğini görmek asıl üzücü olan hep...Ben sadece bir kişi diledim,tek bir kişi anlasın istedim,beni bana anlatacak,beni bana sevdirecek bir kişi olsun istedim.Buna rağmen bizcil olmaya çalıştım,eğer böyle değilse bu yol,biri çıksa da öğretse bana dedim,öyle birisinin de hiç var olmadığını gördüm. Mesela ben,sonsuzluğu kıskandıracak bir mutluluk istedim,belki hakettim belki haketmedim,bunun hakkında zaten hiç düşünmedim. Düşünmek zararlı değildir ama zarar verir,gerçek tanrısını arayan bir canlı umudunu nasıl kesebilir ki...İnanıyorum bir gün ben de anlatabileceğim kendimi,korkuyorum o günden aslında,kendimin bile bilmediği sırların ortaya çıkıp yüzümde dağılmasından,gözlerimde parçalanmasından... Ben sadece hatası yüzüne çarpılan bir insan olmak istedim,kendi kendimin değil,sonsuzluğa tek bir parça bırakmak zorunda kalsam,boynumu bırakırdım...

8 Aralık 2012 Cumartesi

İyi Geceler

Kardeşimle 10 senedir aynı saatlerde uyumuyoruz...Eskiden aynı anda yatar ve yataktan yatağa muhabbet ederdik,annem gelince susardım hemen..Aynı odada kardeşinle kalıyorsan eğer,böyle bir dönem kesin yaşanır,ama 6 yaş fark olunca...Ben artık onun uyanmaya yakın saatlerinde uyumayı başarabiliyorum. Bir de eskiden uyumadan önce anne babayı öperdik,artık onlar da benden erken yatıyor ve ben bir kere bile hatırlamıyorum iyi geceler öpücüğü verip yataklarına gittiklerini,belki de büyümek hep böyle bir şey olacak,olsun...Hayat ne kadar büyük bir hayal kırıklığı olursa olsun,sadece sonunu merak ettiğimden bekliyorum,az kaldı,yaşlanıyorum...