27 Haziran 2012 Çarşamba

Deprem Etkisi

Dün gece, nöronlarım arasındaki gel-git o kadar hızlı etki ediyordu ki; düşüncelerim, hislerim, isteklerim ve gördüklerim bambaşka bir hal aldı. Kimseden uzaklaşma çabam olmadığını anlatırken kendime, bir yandan da koskoca bir şehirde nefes alamamaktan şikayetçiydim. Evet o lanet şehir işte, İstanbul... Herkes o kadar basitleşmiş ki, mevsimine sövüyor, yollarına küfrediyor, çünkü insanları muhteşem, İstanbul'u yaşanmaz kılan sadece bu fiziksel şartlar... Dün gece bir deprem olsun istedim, şöyle sağlamından sallayan, biraz temizlik şarttı, belki de ben fazlalıktım o an İstanbul'a ama o riski de almıştım ben. Aynı kendime olduğu gibi olsun istedim. Depremler, şiddetine göre yeryüzünde ufak yada büyük değişikliklere sebep olur, canlılar ölür, cansızlar yer değiştirir, canlılar da yer değiştirmek ister, bulunduğu yerden soğur çoğu; kimi başarır, kimi başaramaz, kimi daha çok bağlanır. Ben de her İstanbul'a geldiğimde böyle uzaklardan, bir deprem yaşıyorum içimde. Yeryüzünün hareketlenmesi, ufak hareketlerin birikip bir anda patlamasını yaşıyordum ben de bir süredir. Bir deprem yaşadım, beyin hücrelerimin bir kısmı ölmüş veya işlevlerini değiştirmiş sanki. Hislerim, tepkilerim ve beklentilerim değişmiş, tekrar bir deprem olduğunda buna hazır, dirençli olmak için ruhum ve vücudum kendini değiştirmeye başlamış. Uzun yıllar hayatıma bir şekilde müdahil olan ve beni değiştirmek isteyen, bazen başaran bazen başaramayan insanların ve onlar gibilerin gözü önünde ruhsal ve fiziksel olarak değiştiren bir İstanbul; gerçekten de 1.derece deprem bölgesiymişsin... İşte ben dün gece bir deprem olsun istedim! O an uyuyanlar, uyanıklar, boş boş oturanlar veya çalışanlar gecenin 4'ünde, hatta 5'inde... Beni biraz anlasınlar istedim! İnsanlar ölsünler, yer değiştirsinler, değişsinler, değişen İstanbul'u görsünler diye... Belki İstanbul'u daha rahat görürler ve anlarlar, ben biraz daha anlaşılması güç adamım, direk etki-tepki veremeyebilirim. Kirlendiğimde asit yağmuru yağdırmam kimsenin üstünde, her sarsılmalarımı deprem gibi herkese gösteremem, hissettiremem ben. Uyurken olsun bu deprem kimi için; birçok şeyin değiştiğini görsünler uyandıklarında, yine de keşke uyanık olsaymışım diyebilsin. Kimi için ise uyanıkken olsun, tüm o süreci yaşasın, nelerin neden değiştiğini, ne kadar şiddetli olduğunu... Çünkü ben değişirken kimse fark etmedi ve anlamak istemedi bunu, beni anlayın istedim dün gece, bir deprem olsun istedim şöyle sağlamından. Biraz temizlensin ortalık dedim, aynı benim içim gibi... Biraz değişsin düşünceler, tüm o hisler, aynı benim gibi... Deniz suyu çekilsin ve kabarsın aniden, dün gece yaşadığım "gel-git"ler gibi... İstanbul'a her geldiğimde, her büyük yer değişmelerimde, önceki ufak ve farkına varılmayan değişimlerin patlaması gibi İstanbul'da da yer yerinden oynasın, aynı benim gibi... Belki o zaman seversiniz beni.