11 Mart 2010 Perşembe

Huzur

Ben soyundum,tüm çıplaklığımla karşısına çıktım sevgilinin.Şimdi o yok,küçük bir haber vermeden gitti,hayatımdan çekip gidenler neden bana haber verme gereği duymaz ki? Kim tuttu lan sizi beni üzmeye çalışması için? Kime ne yapmışım ki ben,kimin içinde neler bırakmışım ki bunları yaşatmaya çalışıyosunuz lan bana? Beni yıkamazsınız siz,ne kadar düşmanım,sevmeyenim varsa,orda kalsınlar,yerlerinizde kalın,ben tekrar harekete geçersem,çok karışır ortalık.Ben 22 yıllık hayatıma mutluluğu sokmayı beceremedim.Yalanlar da söyledim bir de öyle deneyeyim diye olmadı.Hayatımda olmadığım kadar dürüst,gerçek oldum,olmadı...Hayatı ciddiye aldım,yalnız kaldım,dalgaya aldım,bu sefer de etrafım pislikten geçilmez oldu.Bunları sadece mutlu olmak için yaptım ve artık şuna eminim; mutluluk kavramı için,ama kendi mutluluğum için artık kılımı kıpırdatmam! Şimdi siz kendinizi kandırın,melekler ve şeytanlar,kandırın kendinizi ama beni kandırmaya çalışmayın artık,hayır hayır siz buna sevinmediniz,sevinemezsiniz! Sizin "sevmek sevilmek sevinmek" gibi kelimeleri kullanma yeteneğiniz yok çünkü! Ben güçlüyüm,kör değilim,hayatın arkamdan dayadığı silahı da hissedecek kadar kuvvetli hislerim,kaybolmam ben,evet ben yanan bir ağacım ama kalan yapraklarım bana yetecek-yeşerecek onlar-zaman çok yakın,ve halüsinasyonlarım ile silüetlerimin bile tek isteği,mutluluk değil,huzur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder