Over the years, to leave this country no longer even want to go run and why to use the phrase in which he lived up to that very event, and then be asked to give to everyone, even unbelievable in fact the last remaining chances ... But "I'm going from here" was using the phrase so often that they were right to ignore it. The only thing they did not know it was that last. I decided to look for bad ends happy beginnings. I think a non-EU citizen, set out as soon as the preparation of foreign students for the "great escape". .. I want to leave behind the hate and you hate that so many people were there, even on my loved ones just trying to spread like a virus in my eyes I felt. It was not anything I leave behind. Dripping a few tears still wet behind me here are some memories of the airport holding ... Full them to dry in a few happy tears in my body that separates the face of an angel while longing ...
One more to come with me going away from me, if I need him the greatest chance. Twin, is currently in the next room, I always side by side, the happiest, most outrageous moments of even the most empty, even if the hours-minutes-seconds, meaning he is always already waiting for something to bring to it ... Now, 3300 km away from the "enough is enough" statement, saying the last time that happened since the period of slightly more than 2 months. Social and political aspects of a country scene, coming to a city of peace-and-away is not possible to describe the happiness! I can not go back now, to go back ... It must have been something that, I turn again, but what I want to get next to me, yes, just this ...
In fact I hate studying ... I do not like to go to school since primary school, but the introduction to this third university. I wanted to take the risk of studying that third university, here I go, there 's no longer thinking in my hand, I jumped on the plane as a last attempt ... And all above of the countries, in passing, on the plane on the one hand and sip white wine, Tallinn's first night person even began to dream ...
28 Ekim 2010 Perşembe
Büyük Kaçış
Yıllar boyunca, artık bu ülkeden gitmek,hatta kaçıp gitmek istiyorum cümlesini kullanmama neden olan o kadar çok olay yaşadım ki, ardından herkese kalan son şanslarını vermek istemiş olmam bile inanılmazdı aslında... Ama "buralardan gidiyorum" cümlesini o kadar sık kullanıyordum ki, onlar da bunu dikkate almamakta haklılardı. Bilmedikleri tek şey, bunun son olduğuydu. Ben, kötü sonların mutlu başlangıçlarını aramaya karar verdim. Sanırım AB vatandaşı olmayan bir yurtdışı öğrencisinin hazırlanabileceği en kısa sürede hazırlandım "büyük kaçış"a... Ardımda bırakmak istediğim nefret ve kin beslediğim o kadar çok kişi vardı ki, sevdiklerimin bile üstünde sadece benim gözümde virüs gibi yayılmaya çalıştıklarını hissettim. Sanki benim geride bırakacağım hiçbir şey kalmamış gibiydi. Havaalanında ardımdan damlayan birkaç gözyaşı işte bazı anıları hala ıslak tutan... Tam onlar da kurumaya yüz tutarken özlem dolu birkaç mutluluk gözyaşını bedenimden ayıran bir melek...
Uzaklara giderken yanımda benden bir tane daha gelmesi,benim de onun da en büyük şansımız olsa gerek. İkizim, şu anda yan odada, hep yanyana, en mutlu, en rezil hatta en boş anlarda bile, o saniye-dakika-saatlere bir anlam katabilecek bir şey her zaman hazırda bekliyordu sanki... Şimdi 3000 km ötede "yeter artık" cümlesini son kez söylediğimden beri 2 aydan biraz fazla süre oldu. Sosyal ve politik açıdan rezalet bir ülkeden, huzur dolu ve -uzak- bir şehre gelmenin mutluluğunun anlatılması mümkün değil! Ben artık geri dönemem,dönmem... Öyle bir şey olmalı ki,ben yine dönmeyeyim ama, istediğim şey yanımda olsun, evet, sadece bu...
Okumaktan nefret ederim aslında... İlkokuldan beri okula gitmeyi sevmem ben, ama bu üçüncü üniversiteye başlayışım. Üçüncü bir üniversiteyi kaldırma riskini alabilecek kadar istedim işte ben gitmeyi, elimde artık hiçbir şey kalmadığını düşünerek, son bir hamle gibi atladım uçağa... Ve ülkelerin üstünden bir bir geçerken, uçakta bir yandan beyaz şarabımı yudumlayıp, Tallinn'de ilk gecemi hayal etmeye başlamıştım bile...
Uzaklara giderken yanımda benden bir tane daha gelmesi,benim de onun da en büyük şansımız olsa gerek. İkizim, şu anda yan odada, hep yanyana, en mutlu, en rezil hatta en boş anlarda bile, o saniye-dakika-saatlere bir anlam katabilecek bir şey her zaman hazırda bekliyordu sanki... Şimdi 3000 km ötede "yeter artık" cümlesini son kez söylediğimden beri 2 aydan biraz fazla süre oldu. Sosyal ve politik açıdan rezalet bir ülkeden, huzur dolu ve -uzak- bir şehre gelmenin mutluluğunun anlatılması mümkün değil! Ben artık geri dönemem,dönmem... Öyle bir şey olmalı ki,ben yine dönmeyeyim ama, istediğim şey yanımda olsun, evet, sadece bu...
Okumaktan nefret ederim aslında... İlkokuldan beri okula gitmeyi sevmem ben, ama bu üçüncü üniversiteye başlayışım. Üçüncü bir üniversiteyi kaldırma riskini alabilecek kadar istedim işte ben gitmeyi, elimde artık hiçbir şey kalmadığını düşünerek, son bir hamle gibi atladım uçağa... Ve ülkelerin üstünden bir bir geçerken, uçakta bir yandan beyaz şarabımı yudumlayıp, Tallinn'de ilk gecemi hayal etmeye başlamıştım bile...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)