29 Ocak 2012 Pazar

Gaddar Değilmiş

Bir kış günü,soğuk ama sakin bir yağmurun altında tek başına uzun bir yolu yürüyecekti.Bir eli pantolonunun sağ cebinde,diğeri ise montunun sol cebinde,hem telefonunu hem de “meşale” dediği çakmağını sımsıkı tutuyordu.Tehlikeli sokaklar arasında rahatça süzülüyormuş görünse de,gözlerini kısmış,en ufak bir harekete bile anlam yükleyerek sonu huzura varacak olan yolun kaldırımlarını aşındırıyordu yine..Çakmağını cebinde serbest bıraktı ve üç parça kağıt parçasını yabancı bir elin arasına sıkıştırıp,sigarasını ateşleyip,yürürkenki ifadesinden daha üzgün bir görüntüde geri yürümeye başladı.Evine geri döndüğünde ağzından dökülen tek kelime: “Gaddar” oldu.Üzüntü paylaştıkça azaldı,bitti ve yerini huzura bıraktı.Saatler birbiri ardına geride kalırken,gözlerini açmaya çalıştı.Ses tellerine nefes borusundan yoğun bir hava gönderirken,dudaklarının kendiliğinden bir cümle kurduğunu fark etti.Huzurlu anının sonuna gelmemişti ama;sonuna kadar yaşamıştı.Karşısında dudaklarını bile okuyamayan adamın kulaklarına gelen o cümleydi işte: “Gaddar değilmiş!”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder